
Yıldız Tek
Orta Asya’nın en büyük eğlence alışveriş merkezi olan bu proje aynı zamanda da dünyanın en büyük çadır projesi. Farkındalık yaratan, benzersiz mimarisi ile öne çıkan projenin bir kısmında dönemsel olarak ta olsa yer almak eminim benim gibi tüm ekibi de heyecanlandırıyordu. Han Çadırında 10 kişilik bir dağcı ekibi olarak 4 ay boyunca iple erişim gerektiren noktalarda teknik çalışmalar yapacaktık. Çadırın çok büyük bir kısmına ipsiz ulaşmak neredeyse imkânsız. Bu anlamda ortalama 1000 kişinin çalıştığı şantiye de Türk, Rus, Kazak ve Alman dağcılar sürekli i
6 katlı asimetrik yapıda kurulu alışveriş merkezinin tam ortasından eğik yapıda 3 ayaklı bir tripot yükseliyor; bu tiripotun üst kısmı basket denilen bir çember ile kaplı. Bu çember ile granit zemin arasında radyal denilen çelik halatlar mevcut. Radyaller arası kızaklara ETF denilen 3 katmandan oluşan, ilk bakışta muşambaya benzeyen fakat oldukça dayanıklı malzemeler yerleştiriliyor. Proje bitiminde hava boruları ile şişirilecek olan ETF’ ler çadıra irili ufaklı balonlarla kaplanmış görüntüsü kazandıracak gibi duruyor.
ETF; saydam bir malzeme oldu

Çadırın bitiminin hemen ardından etrafına dikilecek olan Residence’lar

Projede yer aldığım süre içerisinde İş ve İşçi güvenliği başta olmak üzere ETF onarımı, emniyet istasyonu kurulumu, ETF kapaklarının montajı ve kontrolü gibi birçok görevde yer aldım. Açılış için az süre kalması sebebi ile gece-gündüz bitmeyen bir çalışma mevcut Çadır bünyesinde. Bu durum iş şartlarının ağırlaşması ve şantiye ortamındaki rutine bağlamış düzensizlikler ile birleşince ekip üzerinde yer yer demotive etkisi yaratabiliyordu hiç şüphesiz.
Yüksekte çalışma çok ciddi ve dikkat gerektiren bir iş sahası. Kendi güvenliğiniz kadar çevre güvenliğiniz de oldukça önemli. Tekni
Türkiye’ nin 4 bir yanından gelen işçiler iş tecrübelerine bir de ipte çalışma eklemiş oluyorlardı burada. Minimalize edilmiş yaşam şartları dışında gecikmeli aldıkları maaşlarını Türkiye’deki ailelerine göndermek hepsinin ortak amacı aslında. Argo şantiyenin vazgeçilmez üslubu. İlk zamanlar kulağa sert gelse de, ister istemez bir süre sonra ortama aşina oluyorsunuz. Şantiye de erkek kazak işçiden çok bayan kazak

Çalışma esnasında içeride “Mega Yapılar” konseptli belgesel programları için çekimler yapılıyordu. Bittiğinde yapının A’ dan Z’ ye inşasını görmek keyif verici olacak.
Kazakistan’ da geçirdiğim 2 ay boyunca ülkenin sert iklimi sebebi ile + dereceleri çokta fazla göremedik. Kış aylarında -50 dereceler görüldüğünü sıkça duyduk. Ben ise en fazla -30 dereceyi görebildim. Soğuğun yanı sıra rüzgârında ciddi sıkıntılar doğurduğu günler oldu; saatte 93kms esen rüzgârlar görüldü, barakalar uçtu, ciddi hasarlar oluştu. Uygulama dünyada bir ilk olduğundan; karşılaşılan her sorun beraberinde de yeni bir tecrübeyi getiriyordu.
Yeni deneyimler, farklı bakış açıları ile Han Çadırı projesinde 2 ay geçip gitti. Ekibin hemen hemen hepsinin dönmesi, açılışın yaklaşması ile artan mesai saatleri, sağlık koşulları v.s. derken dönmek en mantıklı karar gözüktü ve ilk uçakla şehri İstanbul’ a geri döndüm.
29 Şubat - 29 Nisan 2010 / İlhan ÖREN
0 yorum:
Yorum Gönder
Söyle,söyle; çekinme...