Pages

13 Şubat 2011 Pazar

Aşk ve Hayat Tesadüfleri Üzerine...



Kısa bir süre sonra, askerlik görevim sebebi ile hangi şehirde uyanacağımı ve ne kadar süre ile o şehrin havasını koklayacağımı bilmediğim günlerden birinde, sevgilim ile birlikte bir sinema salonundayım. Film öncesi izlediğim bir fragman ilk cümlesinden itibaren içime işleyerek beni etkiledi:

"Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, BULUNMAZ."

Genelde hayal kırıklığına uğramamak için çok fazla beklenti yaratmadan film seyretmeyi tercih ederim. Fakat filmin mutfak ekibine baktığımda, kaliteli bir film izleyeceğinizi hissetmemeniz mümkün değil. Nuran Evren Şit Erdik kaleme aldığı filmin senaryosu gerçek hikayelerden harmanlanarak hazırlanmış. Filmi çeken Ömer Faruk Sorak ve ekibi, oyuncular da Mehmet Günsür , Belçim Bilgin Erdoğan , Altan Erkekli , Yiğit Özşener , Ayda Aksel , Şebnem Sönmez , Hüseyin Avni Danyal , Yılmaz Gruda... gibi usta isimler olunca beklentiniz gittikçe artıyor. Hemen sevgilimin kulağına eğilip: "Bu filmi izleyelim aşkım..." diye fısıldadım. Filmin fragmanı bile beni etkilemeye yetmişti.

Ankara' dan İstanbul' a uznan, tesadüflerle renklenmiş bu dramatik aşk filminin vizyon tarihini öğrenmem ile, askerliğimi yapacağım yerin belli olması aynı güne geldi. Ne tesadüftürki altı ay süre ile ben de Ankara' da olacaktım.

İki ay sonra filmin vizyona girmesi ile eşimin Ankara' ya beni evci iznine çıkartmaya gelişi aynı tarihe denk geldi ve eşimi koluma taktığım gibi, büyük bir heyecan ile beyaz perde de aldım soluğu.

Gözümü bile kırpmadan büyük bir beğeni ile izledim filmi. Filmden karmaşık duygular ile çıktım; daha doğrusu çıkamadım, bir süre otutup düşündüm filmin mutfak kısmını incelerken. Hiç bitmesini istememiştim çünkü. Çok bizden bir hikaye, çok içten bir şekilde aktarılmıştı. İtiraf etmek gerekirse özellikle birkaç sahnede çok gözyaşı döktüm. Bana kendi geçmişimden anımsamalar yaptıran bu sahnelerde anlatılanları eminim bir çoğumuz yaşamışızdır.

Eğer sizde benim gibi gözyaşlarınıza hakim olamazsanız, sebebini öğrenmek için kendi ruhsal derinliklerinizde kısa bir gezintiye çıkmanız gerekecektir:

-Mehmet Günsur' un canlandırdığı Özgür karakterinin başkaldırışları ve baba ocağından kapıyı çekip çıkması beni yıllar öncesinde, üniversite yıllarımın başlangıcındaki isyankarlıklarıma götürdü.

-Babamın ve abimin söyleyemediklerini Altan Erkekli'nin hayat verdiği babanın ses kaydından dinledim.

-Özgür şehri terketmek için koştuğunda, ben Çanakkale' den İstanbul' a gelmek için bindiğim otobüste vapur ile boğazı geçerken uzun yıllar ayrı kalacağım şehrin ışıklarını seyrediyor ve beni bekleyen gurbet hayatına "Merhaba..." diyordum.

-O otobüs Tekirdağ' dan geçerken çok sonra tanışarak evleneceğim kadın, benden habersizce Belçim Bilgin Erdoğan'ın canlandırdığı Deniz karakteri misali oradaydı.

-Ve filmde beni bitiren söz şimdiki İstanbul yaşantımı çok net bir şekilde ifade ediyordu: " İstanbul başkasının çocuğu gibidir; gülünce seversin, ağlayınca bırakıp kaçmak istersin..."

Kendi hayatımdaki tesadüflerin bana yaşattığı duygular eşliğinde içinde kaybolduğum bu inişli çıkışlı filmdeki oyunculukları çok başarılı buldum. Bir başkası oynasa olmazmış dediğim oyuncuların her biri sanki bu rol için yaratılmış, kendi hayatlarını sergiliyorlar gibiydiler. Hele çocuk oyuncuların büyüklerden rol çalan o harika performansları mutlaka görülmeye değer. Hatta küçük kızımızın gülümsediği o harika poz çerçevetilip her evin duvarına asılmalı diye düşünüyorum:)

Özgün senaryosu ile benden tam not alan filmde oyuncuların yanı sıra, kullanılan mekanlar, zaman geçişleri ve kullanılan müzikler (Özellikle de müzikler..) çok başarılıydı. Filmde Bülent Ortaçgil' den de bir şarkı seslendiren Mehmet Günsur bu parça için Ortaçgil ile epey çalışmış. Tam yerinde giren yaylılar hikayenin üzerinizdeki etkisini daha da güçlendirmiş.

Henüz film çıkmamışken fragmandan yola çıkarak Yann Samuell' in yazıp yönettiği Love Me If You Dare - Cesaretin Var Mı Aşka? filmine benzetilmesini de fazlasıyla ön yargılı bulduğumu da belirtmeliyim. Filmde çok fazla tesadüflerin olması yönünde olumsuz eleştiride bulunanlar ise sanırım filmin ismine bakmadan seyretmeye gitmişler: "AŞK TESADÜFLERİ, SEVER!"

Çiftlerin gitmesinin büyük cesaret istediği bu filmden ne mutludur ki biz tam not alarak çıktık. Bizim sevdamız çocukluk yıllarına dayanmasa da içimizdeki çocukların bize yaşattığı oyun arkadaşlığı bu açığı kapatıyor diye düşünüyorum. Sekiz senedir, onun her elini tuttuğumda duyduğum heyecan, göğsüme her başını koyduğunda tattığım huzur, daha ilk günden benim için seçilmiş insan olduğunu düşünmemi fazlasıyla doğruluyor. "Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir..." Çok şükür saçma sapan platonik aşklar peşinde fazla koşmadan girdi hayatıma dedim filmden çıkınca kendi kendime...

İlişkilerin sorgulandığı: Aşk nedir; kişilerde ne gibi duygular uyandırır, ne zaman ve niye monotonlaşır, gerçek Aşkı bulduğumuzda; sahte yaşanmışlıklar bize ne hissettirir, insan sevdiği için neler yapabilir?.. gibi sorulara cevap bulabileceğiniz bu filme sevgiliniz ile gittiğinizde birbirinizden ayrılabilir, ya da birbirinize daha da tutku ile bağlanabilirsiniz. Onun için birlikte gitmeden önce iyi düşünmekte yarar var.. Eğer sevgiliniz yoksa da gidebilir; filmden çıktıktan sonra sabırsızlıkla kendi tesadüfünüzü bekleyebilirsiniz.

İlhan ÖREN

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Harika!!!!

Yorum Gönder

Söyle,söyle; çekinme...