Pages

23 Kasım 2010 Salı

Değişmeyen Güzellikler

Doğa sporlarında çok tartışılan bazı tabular vardır: Demokrasi olmaması, bireysel yerine ekipsel hedeflerin var olması gerektiği, limitlerin net bir şekilde ortaya konularak belirlenen sınırlara uyulması v.b. Yaklaşık 10 senedir bu tip tartışmaları en minimal seviyede yaşadığım partnerim Fatih ile bir kez daha Niğde – Aladağlar’ ın yolunda bulduk kendimizi.

Öğrencilik yıllarında başlayan iş yaşamım sebebi ile hiçbir zaman, zaman sınırlaması olmadan özgürce dolaşabildiğim faaliyetler yapamadım. Maalesef bu faaliyette de zamanımız kısıtlı; Ramazan bayramının sadece 3 gününü ayırabildik faaliyet için. Amacımız; klasik rotadan Büyük Demir Kazık Zirve yapmak. Fatih’ in farklı mevsim koşullarında daha önce 2 kez yaptığı zirveyi tam 1 sene önce bir kez de birlikte denemiş, fakat kötü hava koşulları sebebi ile tamamlayamamıştık. Elimizde yarım kalan faaliyet videoları ile geri dönmüştük.

Bu seneki amacımız bir önceki yıl ile bir köprü kurmak oldu. Havanın patladığı güne kadar olan çekimler ile bu seneki çekimlerimizi birleştirmek ve “Dağ hep orada, limitlerinizi bilerek hareket etmeli ve durmanız gereken yerde durmasını bilmelisiniz.” söylemini bir kısa film ile birleştirmek arzusundaydık.
Yine bir bayram sabahı Niğde Merkez’ deyiz. Bayram ziyaretleri sebebi ile anne-babasının elinden tutmuş, renkli bayramlıklar içerindeki çocuklar yollarda bir kez daha. Biz de Salim Abi ile bayramlaşmak için Çamardı minibüsünde yerimizi aldık. Hınca hınç bir 45 dk. sonrasında Salim abinin güler yüzü ve misafirperverliği ile oldukça motive olduk. Salim abi uzun zamandır sadece traktörcü olmaktan çıkıp aileden birisi gibi olmuştu hayatımızda. Kendisi ve ailesi ile biraz sohbet ve ev baklavası tadımının ardından Sokullu’ ya kadar sürecek 40dk. lık traktör yolculuğumuz başladı.

BDK klasik oldukça uzun bir zirve rotası olması sebebi ile kamp alanı planlamasının iyi yapılması gereken bir faaliyet. Biz de geçen sene yaptığımız gibi Kızılkule’ nin önünde Narpuz boğazı girişine kamp atarak zirve yürüyüşünü biraz daha kısaltmayı hedefliyorduk. Bu sebepten Sokullu’ daki Sobek’ in kampında bulunanlara Narpuz’ da su olup olmadığını sorduk. Daha önceki tecrübelerimizden o bölgede çok az da olsa kamp alanına 10 dk. uzaklıkta bir su kaynağı olduğunu biliyorduk. Halen su bulunduğu yönünde geribildirim alınca bizde kampı Narpuz boğazının girişine kadar taşımaya karar verdik.

Kamp yükü ile Narpuz’ a varmamız ortalama 1 saat 15dk. ımızı aldı. Kampı kurduktan sonra su depolamak için su kaynağına yürüdük. Kaynağa vardığımızda suyun akmadığını görünce tüm umutlarımız yıkıldı. Tekrar Sokullu’ ya inmemiz durumunda gereksiz bir 3 saat kaybedecek ve zirve yolumuzu daha da uzatacaktık. Bu durum Sobek Kampındakilere bundan sonra güvenmememiz yönünde bize bir ders oldu. Yanımızda toplam 6 lt. suyumuz bulunuyordu. Suyun 3lt. sini ertesi güne ayırdık ve kalanını gece yemek ve sabahki kahvaltıda kullandık.

Sabah sa 06.00 gibi uyandık ve kahvaltı sonrası akşamdan hazırladığımız zirve çantalarımızı alarak yola koyulduk. Yanımızda kişisel teknik ekipman ( Karabina, ekspres, emniyet kolunu, kask ve baton ) haricinde 6 adet sikke, 1 adet çekiç, 30mt. ip, ilkyardım çantası, yedek kıyafet, yiyecek ve içecek bulunuyordu.
Yükümüz çok ağır olmadığından seri hareket edebiliyorduk. Amacımız öğleden önce Kızılçarşak’ ı geçerek Külah’ ın altlarına gelebilmekti. Narpuz Boğazının Kayalık etabını 45 dk. da geçtik. Kızılçarşak’ a ise + 1.5 saatte ulaştık. 15dk. lık kısa bir mola ardından sa: 09.00 gibi Kızılçarşak’ a girmiştik. Kızılçarşak’ ta Karayalak gibi, daha doğrusu tüm çarşaklar gibi yürüyen merdivende ters çıkma edasıyla çıkıldı.

2 saatte çıktığımız Kızılçarşak sonrası sa: 11.00 da 30 dk. lık bir yemek molası verdik. Külaha vardığımızda sa: 12.00 dı. Tüm külah çıkışı 5 saati buldu. Bize en çok zaman kaybettiren etap ta burası oldu aslında. Normalde hiçbir emniyet alınmadan direkt tırmanış ile 2-2.5 saatlik bir çıkış süresi olan bu etabın bu kadar uzun sürmesi ise benim her noktada emniyetli hareket etmek istememizden kaynaklanmıştı. Hat boyunca hemen birkaç metre sağımızda kalan 500 mt. lik Doğu duvarının yarattığı tedirginlik bazı limitler konusunda beni oldukça düşündürdü. Açık konuşmak gerekirse İpte olduğum sürece hiçbir sorun ya da tedirginlik olmamasına rağmen, ipte olmazsam düz yolda dahi yürüsem yanımda uzanıp giden 500 mt. lik bir uçurumun olması breni biraz ürkütmüştü. Fatih bu duruma anlayış göstererek dönüş alternatifi sundu, fakat belden emniyet alarak ilerleme konusunda karar aldık. Böylece yer yer belden emniyet alarak, yer yer de önden Fatih’ in yükselmesi ile üstte bulunan sikkelerden emniyet alarak külahın çıkışını tamamladık.

Bizi zorlayan temel unsur ise susuzluk oldu. Mevsim normali dışında yaz şartlarında bir hava ile karşılaştığımızdan ve kısıtlı suyumuz bulunduğundan dehidrasyon sınırlarında ilerliyorduk. Zirvede 20 dk. lık kısa bir mola sonrası inişe geçtik. Hava kararmadan külahtan inmek zorundaydık. Aksi halde riskler artacağından gecelemek gerekebilirdi. Suyumuz kalmadığından böyle bir riske giremezdik. Bir an önce kampa ulaşıp, toplayarak Sokullu’ ya inmeliydik.

İnişte yaşadığımız en büyük sıkıntı ipimizin 30 mt. olması sebebi ile oldu. Hat boyunca 4 adet sikke vardı ve sikkeler arası mesafe 50mt. çit ipe göre ayarlanmıştı. Bu noktalarda önden ben tek ip iniyor ve sonlarda ipten çıkarak sırtımı kayalara vererek hafifçe bir sonraki sikkenin yanına iniyordum. Ardımdan da Fatih çift ip inerek daha kısa bir noktada ipten çıkmak zorunda kalıyor ve aynı yöntem ile yanıma geliyordu. Özellikle son iniş bizi epey yıprattı.

1 - 1.5 saatte inebileceğimiz külahı bu sebeplerden dolayı 3 saate yakın bir sürede inmiştik. Külahtan çıktığımızda hava da kararmıştı. Külahın ortalarında ışıklarını gördüğümüz bir ekip ise havanın kararması sebebi ile külahta gecelemeyi tercih etmişlerdi. Sa: 20.00 gibi külahtan ancak çıkabilmiş ve Kızılçarşak’ ın yolunu tutmuştuk. Hava kararması sebebi ile mümkün olduğunca işaret babalarını takip etmeye çalışıyorduk, böylelikle yanlış bir kulvara girme ihtimalimiz de azalıyordu. Bir yerde yolumuzu şaşırmamız sonucu Kızılçarşak’ a 100mt. daha üstten bir yoldan bağlandık.

Kızılçarşak’ ı kayalar ile birlikte kayarak 15 dk. gibi kısa bir sürede indik. Bazı yerlerde kayalar çığ gibi aktığından durup beklememiz gerekiyordu. Çarşaktan çıktığımızda suyumuz komple bitmişti. Sadece dibindeki kalıntılardan dudaklarımızı ıslatabiliyorduk. Bu durum oldukça moral bozucu olsa da inancımızı kaybetmeden ilerlemeye devam ettik. Sa: 23.30 gibi kampa vardığımızda artık boğazımız kurumuş durumdaydı, dehidrasyonun da etkisi ile tek istediğimiz uyumaktı. 1 saatlik kısa bir uyku sonrası biraz daha dinç uyandık ve hızlıca kampı toplayarak Sokullu’ ya inmeye başladık. Her ne kadar hızlı hareket etmeye çalışsak ta yorgunluk ve susuzluktan adımlarımız gitgide ağırlaşıyordu. 30 – 40 dk. da inebileceğimiz yol toplamda 2 saat sürdü.

Sokullu’ da tekrar kamp kurarak doyasıya suyumuzu içtik, yemek yiyerek sıcak sıvı aldık. Böylelikle ertesi günün bitkinliği azalmış oldu. Yattığımızda neredeyse yürüyüşe başlayalı 24 saat olacaktı. Karşılaştığımız şanssızlıklar sonucunda ortak fikrimiz kulübün öğretilerinin önemi ve partner uyumunun gerekliliği oldu. Hiç kesintisiz öğlene kadar uyuduk ve geceden sözleştiğimiz üzere öğlen Salim abinin bizi alması ile köye indik. Aynı gece dönüş için Niğde’ ye inerek Arısoylar’ da güzelce bir yemek yedik ve çantamızda Salim abinin elmaları ve Niğde gazozlarımız ile dönüş için yola çıktık.
Sabah saatlerinde yorgun fakat keyifli bir şekilde kürkçü dükkânında bulduk bir kez daha kendimizi.

İlhan ÖREN

Süreler:

Sokullu’dan Narpuz Girişine yürüyüş – 1 saat 15 dk.
Narpuz Boğazı Kayalık Etabını Geçiş – 30 dk.
Narpuz Çıkışından Kızılçarşak – 1 saat 30 dk.
Kızılçarşak – Külah Girişi – 2 saat
Külah’ ın çıkılması – 5 saat
Külah’ ın inilmesi – 3 saat
Külah’ tan Kızılçarşak ‘ a inilmesi – 1 saat 15 dk.
Kızılçarşak’ ın İnilmesi – 15 dk.
Kızılçarşak’ tan Kamp Alanına Varış – 2 saat dk.
Ekipman:
1 adet 5 mevsim Çadır, 30mt. ip, 6 adet sikke, 1 adet çekiç, Emniyet Kolonları, Karabinalar, Perlon Bantlar, İlkyardım Çantaları, Kişi Başı 4lt. su, bütan propan ocak, tencere seti ve mutfak malzemeleri ile kişisel malzemeler

Ekip: Fatih BALCI - İlhan ÖREN

Faaliyet Süresi: 9 – 11 Eylül / 3 gün

Dipnotlar:
Sobek Kampındakilere güvenme,Narpuz da ki su kaynağına güvenme, sadece partnerine güven:)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel olmuş :) S.İYİCAN

Yorum Gönder

Söyle,söyle; çekinme...